Allah (c.c) insanı dünya hayatında imtihana tâbi tuttuğu için iman edip etmemeyi insanın iradesine bırakmıştır: "(Ey Peygamberim!) De ki: Hak (Kur'an) Rabbinizden (gelmiştir). Artık dileyen iman etsin ve dileyen inkâr etsin." (Kehf, 29)
Allah, iman veya inkâr etme konusunda insanı serbest bırakmakla birlikte onlara ısrarla iman etmelerini emretmiştir: "Ey iman edenler! Allah'a, elçisine ve elçisine indirdiği kitaba (Kur'an'a) ve daha önce indirdiği kitap(lar)a iman edin..."(Nisa, 136).
Mü'minleri imana sevk eden ve onlara imanı sevdiren Allah'tır. Kur'an'da pek çok âyette iman bağlamında iki konu hep birlikte zikredilmiştir. Meselâ : "... Kim Allah'a ve âhiret gününe iman eder ve sâlih amel işlerse onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir." (Bakara, 62; Maide, 69).
İmanın özü ve esası Allah'a ve Peygamberine iman etmektir. Bu, "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir" anlamındaki kelime-i tevhit cümlesi ile ifade edilmiştir:
Kelime-i Tevhîd'in (لااله الاالله) kısmı, Muhammed Sûresi’nin 19. ve Saffât Sûresi’nin 35. âyetinde, ( محمد رسول الله) kısmı ise Feth Sûresi’nin 29. âyetinde geçmiştir.
لااله الاالله محمد رسول الله cümlesinde iki unsur vardır. Birisi olumsuzluk ifade eder. Bu, cümlenin (lâ ilâhe) "ilâh yoktur" kısmıdır. Allah'tan başka bütün ilâhları ve ma'budları reddetmek demektir. Diğer kısmı ise olumluluk ifade eder. Bu, cümlenin (illallah) "ancak Allah vardır" kısmıdır. Bu kısım, sadece Allah'ın varlığını, birliğini, tek ma'bûd oluşunu ikrar etmeyi ifade eder.
لااله الاالله محمد رسول الله cümlesinin bu mânâsı, Bakara Sûresi’nin 256. âyetinde şöyle beyan edilmiştir: "...Kim tağutu inkâr edip Allah'a iman ederse muhakkak ki o, kopmayan sağlam bir kulpa (Kur'an'a, İslâm'a) yapışmıştır..."
Ayette, 'İnkâr ((يكفر) karşısında 'iman' (يؤمن), 'tağut'un karşısına ise 'Allah' zikredilmiştir.
“Kopmayan sağlam bir kulpa yapışabilmek için”, tağutu inkâr ve Allah'a iman şartı koşulmuştur. Allah'ın dışındaki bütün ilâhlar, putlar, ma'budlar reddedilecek, sadece bir tek Allah kabul edilip iman edilecek ve sadece O'na ibâdet edilecektir. Hem Allah'ı hem O'ndan başka ilâhları, ilâh yerine konulanları kabul ve tasdîk etmekle iman edilmiş olmaz. Bunun adı şirktir.
Ayet, muvahhid bir mü'min olabilmek için Allah'a imandan evvel, küfre tevbe etmenin şart olduğunu, bu anlamda tevbe etmenin ise Allah'tan başka tapılanları, insanı Allah yolundan men eden, kula kul olmayı isteyen insan ve cin azgınlarını reddetmek gerektiğini bildirmektedir.
..فمن يكفر بالطاغوت و يؤمن بالله âyeti لااله الاالله محمد رسول الله kelime-i tevhidinin bir tefsiri olmaktadır.
لااله الاالله محمد رسول الله kelime-i tevhîdi, imanın temel taşıdır. Allah'a ve elçisine iman, onların bildirdiklerine de iman etmeyi gerektirir.
" Ey iman edenler! Allah'a, elçisine ve elçisine indirdiği kitaba (Kur'an'a) ve daha önce indirdiği kitap(lar)a iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyâmet gününü inkâr ederse tam manasıyla sapıtmıştır.”
Görüldüğü üzere bu âyeti kerimede iman esaslarından Allah'a, meleklerine, kitaplarına peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmek zikredilmiştir. 'Amentü'yü oluşturan iman esaslarından 6. olan, “kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna iman” ise Kur’an-ı Kerim’in başka âyetlerinde zikredilmiştir. Yüce Allah : “Şüphesiz ki biz her şeyi bir takdir ile yaratmışızdır.” (Kamer, 49) buyurmuştur.
“…Yüce Allah her şeyi yaratıp ona bir nizam vermiş onun mukadderâtını tâyin etmiştir” (Furkan, 2) buyurmuştur.
Peygamber (sav) Efendimiz de: “Yüce Allah gökleri ve yeri yaratmazdan elli bin sene önce mahlukâtın mukadderâtını (levh-ü mahfûza) yazdırmıştır. Hâlbuki Allah’ın arşı (o zamanda) su üzerinde idi, buyurmuştur. (Müslim–Tac :1/32)
Hadîd Sûresi’nin 22. âyet-i kerîme'sinde musîbetlerin, yaratılmadan önce bir kitapta yazılı olduğu açıkça bildirilmektedir: "Ne yerde ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiçbir musîbet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta (yazılmış, ezelî bilgimizde tespit edilmiş) olmasın. Doğrusu bu, Allah'a kolaydır."
Musîbetlerin önceden yazılmış olmasının gerekçesi devamındaki âyette şöyle bildirilmiştir: "Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve (Allah'ın) size verdiği ile sevinip şımarmayasınız..." (Hadîd, 23)
Cibril-i Emin Peygamber (sav) Efendimize iman’dan sorduğu zaman Peygamber Efendimiz şöyle cevap vermiştir: “…Îman; Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Âhiret gününe, Öldükten sonra yeniden dirilmeye ve hayır ve şerrin Yüce Allah’ın takdiri ile olduğuna inanmandır…(Müslim c.1-37)
Mümin olduğumuzu nasıl biliriz. Müminlerin sıfatlarını Rabbimiz Müminun Sûresi’nde şu âyetler de zikretmiştir. Biz de nefsimizi bu âyetlere bakarak gözden geçirebiliriz:
1- Mü'minler gerçekten felah bulmuştur; 2- Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır; 3- Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir; 4- Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir; 5- Ve onlar ırzlarını (iffetlerini) koruyanlardır; 6- Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sâhip olduklarına karşı (tutumları) hâriç; bu konuda kınanmış değillerdir. 7- Fakat kim bundan ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir. 8- (Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir. 9- Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır. 10- İşte (yeryüzünün hâkimiyetine ve âhiretin nimetlerine) vâris olacak onlardır.
“Müminler ancak o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer, âyetleri okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır Ve Rablerine güvenirler; namaz kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler İşte gerçek mü'minler bunlardır. Rableri katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır” (8 Enfal 2,3 4)
Ey, Rabbimiz! Birbirimizi sevmedikçe, kesinlikle mümin olamayacağımızın hakikatini kavramamızı bizlere nasib eyle. Birbirimizi sevmedikçe asla cennete giremeyeceğimiz gerçeğini anlamamızı bizlere lutfeyle. Bizleri birbirlerini velî edinen, birbirlerini vekil edinen, birbirlerini dost ve sırdaş edinen Kitab-ı Kerim’inde övdüğün o güzel müminlerden eyle. Rabbimiz bizleri müminlere karşı merhametli, kâfirlere karşı izzet sâhibi eyle. (Amin)
HIZLI İLETİŞİM
Adres: Kemalpaşa Mah. 340.Sok. No:57 Serdivan
Telefon:0 (264) 277 19 46
E-Mail: adabulteni@adabulteni.com
HARİTADA DERNEĞİMİZ
Derneğimizin haritadaki konumu aşağıdaki gibidir.